BBC muhabirleri Quentin Sommerville ve Riam Dalati’nin özel araştırmasında , yüzlerce IŞİD militanının Rakka’dan tahliye edilmesini sağlayan gizli anlaşmanın ayrıntılarını okuyunca,korktuğumuz başımıza geldi dedik. Uzun süredir tahmin ettiğimiz gibi, IŞİD’in Suriye’den çıkarılması, radikal İslamcı tehlikenin yokolması anlamına gelmiyor, tersine, çatışma alanı genişliyor; tehlike başka alanlara yayılıyor.
Amerika Birleşik Devletleri destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDF)’nin Rakka’dan kaçan IŞİD militanları ve ailelerinin tahliyesine öncülük ettiğini zaten biliyorduk. Ancak BBC’nin araştırmacı haberciliği sayesinde, IŞİD’li 3500 aile üyesine ek olarak 250 kadar militanın da bölgeden uzaklaştırıldığını, üstelik bunun Amerikalıların gözetiminde gerçekleştirildiğini de öğrendik. Daha da önemlisi, ‘Kirli Rakka Pazarlığı’nın, IŞİD militanlarının Suriye’nin diğer bölgelerine ve komşu ülkelere dağılmalarının yolunu açtığını gördük.
BBC ekibinin titiz bir çalışma sonucu ulaşıp, konuşturduğu kaynaklar, tahliye edilenlerin önemli bir bölümünün şimdiden yasadışı yollarla Türkiye’ye giriş yaptığını doğruluyor.
Radikal İslamcı örgütleri yakından takip eden emektar gazeteci Ruşen Çakır, bu konuda önceden uyarıda bulunmuş, geçtiğimiz günlerde Medyascope’da yaptığı bir yorumda “oralara gitmek için kullanılan yolun, oradan çıkmak için de kullanılacağını” söylemişti.
Aralarında kadın ve çoçukların da bulunduğu, IŞİD bağlantılı tahminen 1500 kişinin son aylarda Avrupa’ya dönmüş olması, bu ülkelerde ciddi endişe ve huzursuzluğa yol açtı. Avrupa’nın terörizmle mücadele ve istihbarat yetkilileri, dönüş yapanların yaratabileceği tehlikenin boyutlarını değerlendiriyor, önlemler alıyor.
Türkiye’de de son haftalarda sınır denetimleri gözle görülür ölçüde sıkılaştırıldı. Terörizmle mücadele ekipleri, geçen hafta sonu, bir dizi operasyonda, 143 kişiyi gözaltına aldı. IŞİD şüphelilerinin önemli bir bölümü de yabancı ülke vatandaşıydı.
Ancak yıllardır gösterilen umursamazlık, hatta hoşgörüden sonra, biraz geç kalınmış, hatta iş işten geçmiş bile olabilir.
Aslında Türkiye’de istihbarat ve güvenlik yetkilileri, Suriye sınırına yakın bölgelerdeki ve pek çok diğer büyük şehirdeki cihatçı örgütlenmenin boyutlarını gayet iyi biliyor.
Ancak, BBC’nin araştırmasına bakılırsa, Türkiye’de insan kaçakçılığı, cihatçı terör finansmanı ve organizasyonu, hala tıkır tıkır işliyor.
Suriye dışına itildikçe, IŞİD’in Türkiye’de semizlenme tehlikesinin arttığı açık. Suriye’de kendilerine nüfuz alanı yaratma ve koruma derdindeki güçler Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki yarışta, Türkiye’nin güvenlik endişeleri, giderek arkada kalıyor.
Ama bütün bu gelişmelere rağmen, Türkiye’nin, güvenlik politikalarını gözden geçirmek gibi bir acelesi yok.
En son Birleşmiş Milletler tarafından uyarılan Türkiye’de, güvenlik, istihbarat ve yargı kurumlarının işi başından aşkın. Rakka’nın “öfkeli gençleri”ne sıra gelmiyor. Çünkü, Türkiye makamları, ulusal güvenliğe asıl tehdit olarak gördükleri, gazetecileri, avukatları, öğretmenleri, hükümete eleştirel yaklaşan ve sorgulayan vatandaşları, terörist ilan edip, tehlikeyi bertaraf etmekle meşgul.
This post is also available in: İngilizce
Bir cevap yazın