Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanlış hesaplarına, her saat yenileri ekleniyor. Kendi siyasi yaşamını ve partisini çöküşe götürecek adımlar atarken, ülkeyi de beraberinde uçuruma sürüklüyor.
Başbakanın kuvvetler ayrımını gözardı eden tutumu, artık hukukun ve demokrasinin temel prensiplerinin çiğnenmesi noktasına ulaştı. Adli Kolluk Yönetmeliğini değiştirme girişimi, polis müdürlerinin görevden alınması, yargının ve soruşturmanın bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeleyecek ifadeler ve medya özgürlüğüne getirilen yeni kısıtlamalar, bunun en belirgin örnekleri.
Yönetimine karşı ciddi yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla karşı karşıya kalan başbakan, sadece İslamcı rakiplerini değil, kendisiyle paralel düşünmeyen herkesi karşısına alma politikasını benimsemiş görünüyor.
Recep Tayyip Erdoğan, yeni bir ‘İstiklal Savaşından’ bahsediyor. Türkiye’nin yükselişini önlemek isteyen ‘karanlık dış güçler’ artık sadece Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail gibi alışılmış ülkelerden ibaret değil. Erdoğan hükümetine karşı entrika kuranlara, hükümet yanlısı Yeni Şafak gazetesinin Ankara büro şefi Abdülkadir Selvi’ye bakılırsa, son olarak Birleşik Arap Emirlikleri de eklendi. Avrupa Birliği ve diğerleri de yakında bu listeye katılırsa hiç şaşmamak lazım.
Daha da vahim olanı, Başbakanın bir kez daha taraftarlarını sokağa çıkmaya teşvik etmesi. Cuma akşamı Atatürk Havalimanına çağırılan kalabalığa hitap eden Erdoğan, bir kaç saat sonra da Üsküdar’daki evinin önünde toplanan partililere ateşli bir konuşma yaptı. Yolsuzluk iddialarında adı geçtiği için görevini terketmek zorunda kalan Avrupa’dan sorumlu eski bakan Egemen Bağış da yanıbaşındaydı.
Erdoğan’ın yandaşları ‘Allahü Ekber’ nidalarıyla gösteri yaparken, Suriye sınırına yakın kentler de dahil pek çok diğer merkezde protestocular, hükümeti istifaya davet ediyordu. Gezi gösterilerini andıran sahneler bir kez daha yaşandı. Polis, protestoculara tazyikli su, gözyaşartıcı bomba ve plastik mermilerle müdahale etti. Geçen yaz duymaya alıştığımız ‘Her yer Taksim, her yer direniş’ sloganlarının yerini, bu defa ‘Her yerde yolsuzluk, her yerde rüşvet’ sloganları aldı.
Erdoğan, taraftarlarını tahrik etmekle, zaten kutuplara ayrılmış ülkede ateşle oynuyor. Hükümetiyle beraber halkı da bir çıkmaza sürükleme taktiği, zannedildiğinden de büyük riskler içermekte. Twitter’da bir kişinin, intihar bombacısı olup Amerikan büyükelçiliğine saldırmak için başbakandan işaret beklediğini yazması ardından, CHP Bursa milletvekili Aykan Erdemir, başbakanı taraftarlarını teskin etmesi için uyardı.
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin üçüncü sınıf bir aşiret ülkesi ya da muz cumhuriyeti olmadığını söylüyor. Ancak hem kendisi hem de hükümeti tarafından bu son siyasi krizde sergilenen hukuksuzluk ve fütursuzluk, tam tersini çağrıştırıyor.
This post is also available in: İngilizce
Bir cevap yazın