Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanlarından Profesör Gülnur Aybet, İngiltere’de Türkiye ile ilgilenenlerin yakından tanıdığı bir isim.
Ülkenin önde gelen üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı. The Times gazetesi tarafından 2009 yılında İngiltere’nin en güçlü 20 Müslüman kadınından biri ilan edildi.
İngiltere medyasında da sık sık görüşlerine başvurulan biriydi.
Gülnur Aybet, 13 Ekim’de Twitter’da İngilizce yayınladığı bir mesajda “ Batı’nın Türkiye’yi okuyuşunda kör noktaları olduğunu hep söylerdim. Son zamanlardaki gelişmeler, tehlikeli bir şekilde, pek çok kör nokta bulunduğunu, hatta tamamen karanlıkta olduklarını gösterdi” dedi.
Bir diğer başdanışman Yiğit Bulut ise, Star gazetesindeki köşesinde ‘Kendi ülkesine düşman olanlar’ başlıklı bir yazıda, bir Alman gazetesinde Türkiye’deki Varlık Fonu hakkında çıkan eleştirel yazıya veryansın ederken, arkasında, yerini kaybetmekten korkan ‘Anglo-Sakson hazineceliğini’ görüyor.
İktidarın nimetleri, belli ki, başdöndürücü yan etkilerle geliyor ve seçici algılama türünden düşünce hatalarına yol açıyor.
Psikologların ‘sahte konsensus etkisi’ dedikleri kavram, insanların kendi düşünce, değer yargısı ve tutumlarını aşırı değerli görmelerini, kendi düşüncelerini paylaşanların sayısını da abartmaları durumunu tanımlıyor.
Bu tür insanlar, sadece, kendi dünya görüşleriyle uyum halinde olan bilgi ve düşüncelere açık oluyor.
Gerçi başdanışmanların politika belirlemede ne derece etkili oldukları tartışılır ama Cumhurbaşkanının danışman kadrosunun açıklama ve yorumları incelendiğinde, gerçekle aralarında epey mesafe bulunduğu ve seçici algılama eğiliminin yaygın olduğu gözden kaçmıyor.
Buna, Türkiye siyasetinin paranoyak niteliği de eklendiğinde, dünyayı, kendi isteklerini kabul ettirmek için Türkiye’yi çember içine almaya çalışan komplocular çetesi olarak algılama özelliğinin ağır bastığı görülüyor.
Dostta düşmanda komploculuk arama ve husumeti kamçılama, Türkiye kamuoyu üzerinde etkili bir yöntem belki ama kurbanlıkla kabadayılık arasında gidip gelme siyaseti, hem öngörüden uzak hem de zararlı.
Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında hafta sonunda başveren en son krizin yönetiminde de, bu türden bir küçümseyici ve seçici algılama tavrı hakim oldu.
Gülnur Aybet’in Batı’nın ‘bakar körlüğü’ varsayımının aksine, Türkiye, dışarıdaki siyasetçiler, diplomatlar ve gazeteciler tarafından, ülke içinde sansürlenen mevkidaşlarına kıyasla çok daha yakından ve gerçekçi bir şekilde izleniyor.
Avrupa Birliği’nden çıkış sürecinin sancılarıyla kıvranan İngiltere’de, siyasetçiler, diplomatlar ve düşünce kuruluşları, Türkiye’de ne olup bittiğini gayet iyi takip ediyor.
Gün geçmiyor ki, demokrasiden uzaklaştıkça Türkiye ile ortak değer ve çıkarları paylaşmanın imkansız hale geldiğini söyleyen birine rastlamayalım.
Amerika Birleşik Devletleri dışişleri eski bakan yardımcılarından, Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşunun üyesi Phillip Gordon, bu hafta Financial Times gazetesinde yayınlanan makalesinde, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkilerin onarılmaz biçimde zedelenmiş olabileceğinden sözetti.
Gordon, Amerikalıların Türkiye’yi görmek istedikleri gibi değil, olduğu gibi değerlendirmeleri gerektiğini savundu.
Amerika Birleşik Devletleri’nde de Türkiye, gündemde önemli yer tutmaya başladı.
Vaşington’da yaşayan Türk gazeteci Amberin Zaman, en son krizle ilgili sağlam kaynaklara dayandırdığı ayrıntılı haber ve yorumlarıyla hem Türkçe hem de İngilizce olarak kamuoyunu aydınlatmayı sürdürüyor.
13 Ekim’de de The Washington Post gazetesinde David Ignatius, araştırmacı gazeteciliğin ne kadar etkili olabildiğini bir kez daha kanıtladı.
İgnatius, Türkiye’de kamuoyunun tanıdığı bir isim. Zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2009 yılında Davos’ta, İsrail Devlet Başkanı Şimon Perez’le Gazze savaşını tartışırken, ‘One Minute’ diyerek kürsüyü terkettiği foruma başkanlık eden meşhur gazeteci.
Türkiye’de hükümet yanlısı medya, İgnatius’un yazısında dile getirdiği ayrıntıları görmezden geldi.
Danışmanları, bu konuda Cumhurbaşkanına bilgi verdiler mi, verdilerse nasıl aktardılar bilmiyorum.
Bildiğim tek şey, gerçeklerin görmezden gelinerek ortadan kaldırılamayacağı.
This post is also available in: İngilizce
tacettintemur says
Gülnur Aybet’i tanıyalım http://odatv.com/erdoganin-yeni-basdanismaninin-uzman-arkadaslari-ezber-bozacak-3003171200.html